Konu : İnsan alemde insanları sevdiği müddetçe yaşar.
Gönderen :
Sabri Babadan Mesaj
Tarih :
2/3/2022 12:14:55 AM
.
İNSAN ALEMDE İNSANLARI SEVDİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR
"Bir gün Danıştay’daki odamda bir öğle tatilinde heyetten çıkmış dinleniyordum, kapı vuruldu, buyurun dedim. İçeriye yaşlı bir zat girdi. “Efendim,” dedi. “Dün gece televizyonda sizi dinledim ve kırıldım, siz dediniz ki herkes isterse yardım edebilir, imkânlarını olabildiği kadar başkalarıyla paylaşabilir. Bu sözleri dinleyince fena hâlde öfkelendim, ben nasıl yardım edebilirim, Vehbi Koç değilim, Sakıp Sabancı değilim, olacak iş mi bu? Bir emekli memur kendi ailesini bile zor geçindirirken başkalarına nasıl yardımcı olabilir?” Adama baktım, “Lütfen benimle gelir misiniz?” dedim. O zamanlar Kızılay’daki Divan Pastanesinin karşısında bir simitçi duruyordu, oraya gittik. Simit tablasının iki yanında ufacık iki çocuk gözlerini açmış, sonsuz bir iştahla simitlere bakıyorlardı. Adama döndüm, bir simit parası istedim ve aldığım simidi iki çocuğa paylaştırdım. Çocuklar sevinçten çılgına dönmüşlerdi, hem yiyorlar hem de yerlerinde duramayıp zıplıyorlardı. Gözlerindeki umut ışığı görülmeye değerdi. Yan gözle adama baktım, o da heyecanlanmıştı. Gözlerinden yanaklarına doğru iki damla yaş sızıyordu. Bana döndü, “Efendim,” dedi. “Bana hayatımın en büyük dersini verdiniz, demek ki hayır yapmak için ille de Koç veya Sabancı olmaya gerek yokmuş.”
Mesele burada, verecek bir simit parası dahi olmayanlar da, sımsıcak, tertemiz bakışlarıyla gül pembesi tebessümleriyle pekâla insanlara faydalı olabilirler.
Şaşıyorum o psikologlara, o psikiyatristlere, hastalarına reçete dolusu en ağır ilaçları veriyorlar da ne oluyor sanki, var mı iyileşen? Var mı öz benliğine kavuşan, var mı içinde huzuru, mutluluğu ebedi güzelliği hisseden? Ne olur biraz da sevmeyi, sevilmeyi, vermeyi, paylaşmayı gösterseler. Bedri Rahmi bir şiirinde bu gerçeği ne güzel belirtmişti:
“İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşamaz
Aziz şair
İnsan âlemde
İnsanları sevdiği müddetçe yaşar”
Ve sevmek demek, verebilmek, paylaşabilmekten başka nedir? Kesin olarak inanıyorum ki, herkes isterse bir şeyler verebilir, bir şeyleri paylaşabilir. Verecek bir susam tanesi kadar malı ve parası olmayanlar da sevgileriyle, hayır dualarıyla, niyazlarıyla insanlara katkıda bulunabilirler. Herkes dünyada ne kadar hasta varsa, ne kadar sınava girecek öğrenci varsa, ne kadar acı çeken, ıstırap içinde yaşayan insan varsa, dirlik, düzenlik içinde yaşayamayan aile varsa, iç dünyası kinle, nefretle, hasetle, kıskançlıkla kararmış insan varsa, onlar için hayır dua edebilir, onların acılarını paylaşabilir, içindeki güzelliği onlara ulaştırabilir. Okula giden bir fakir çocuğun kitaplarının alınmasında yardımcı olmak, evlenecek fakir bir genç kızın çeyizine yardımcı olmak, hiç ziyaretçisi olmayan bir hastanın bir çiçekle ziyaretine gitmek, doktorsuz ve ilaçsız hasta yatağında çırpınan bir komşumuza bir tas çorba götürmek için ille de Koç, ille de Sabancı mı olmak lâzım? Ne olur hepimiz günlük hayatımız içinde “Veren el, alan elden üstündür” hadisini gerçekleştirmeye çalışsak. Sevmek devâm eden en güzel huyumdur diyebilsek. Bakın günümüzün çağdaş nemrutlarına, çağdaş firavunlarına ne kadar mutsuzlar, ne kadar huzursuzlar, yüzleri hiç gülmüyor, dudakları acıyla kıvrılmış, gözlerinde okunan sadece bedbinlik, karamsarlık, umarsızlık. Bu insancıkları ışığa, nura, neşeye ve huzura götürecek tek yol var; sevebilmek, verebilmek, paylaşabilmek…
Paylaşmak ki, o en güzel diyebilmek…"
Sabri Tandoğan Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|