Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Görmesini bilenler ne güzel insanlardır.
Gönderen : Fatmagül
Tarih : 6/28/2016 5:33:23 PM


.


Merhaba Efendim


     Her mevsim ayrı bir güzelliğe sahne olan İstanbul, şimdi de yaz mevsimini öyle güzel taşıyor ki...


Geçen gün bir kitap okuyordum "Yabancı gazetelerin gözüyle İstanbul" isminde İst.B.Ş. Belediyesinin ücretsiz dağıttığı, seyyar kitaplardan. Arkasında ,"bu kitap herkesindir, okuduktan sonra uygun bir yere bırakınız" diye bir not var.


      İsrailli bir gazetecinin yazısı dikkatimi çekti.. Aslında bütün yazılar dikkate değer.. Fakat daha açık ifade ettiği için bu örneği seçtim. Daha önce Amerikada ve Paris'te bulunmuş...Kendi ifadesiyle şöyle diyor; "Paris'te işim hakkında çok şey öğrendim. Batı Avrupalıların kültürü, alışkanlıkları, yaşam tarzları hakkında epey bilgi edindim. İnsanlar, karşılama ve buyur etme yönünden soğuklar; Fakat aynı zamanda bir konuşma başladığı anda, çok ilgililer.. Mesela sürekli İsrail-Filistin çatışması hakkında düşüncelerim soruldu...Onlarla bu konu hakkında yaptığım konuşmalar çok ilgi çekiciydi ve bu konu hakkında farklı noktadan bakmamı sağladı. Yine de Fransa tecrübemin başlarında kendimi bir yabancı gibi hissettim."


         İsrailli gazeteci Pariste geçirdiği 5 yılın sonunda kendini daha çok evinde hissedeceği başka bir yere taşınmak istemiş. O aralar İstanbul'a birkaç iş seyahati gerçekleştirmiş. "Beni gezdiren ve gerçek İstanbul'u keşfetmemi sağlayan muhteşem insanlar tanımıştım. Böylece şehre aşık olmuştum. Boğaz içine, şehrin enerjisi ve atmosferine,insanların beni sıcak bir şekilde karşılama tarzına aşık oldum Böylece Fransa'da neyim var neyim yoksa toplayıp İstanbul'a taşınmaya karar verdim. Paris'in aksine, burada hiç yalnız kalmadım. Kendimi Türklere yakın hissediyorum ve onlarla hayatımı ve tecrübelerimi paylaşıyorum" diyor. İstanbul'daki dostları ona hiç bir zaman İsrail-Filistin hakkında soru sormamış...Bu hususta pek bilgileri olmadığını düşünmüş...Daha sonraları Türk dostlarının onu rahatsız etmemek, incitmemek için nezaketlerinden bu bahsi açmadıklarını anlamış.


Burada mutlu ve ülkesine dönmeyi düşünmüyor.


        Bir Japon gazeteci ise İstanbul'un kalabalığında ve gürültüsünde bile insana hoş gelen insanı saran, kucaklayan bir sıcaklık olduğunu; Başka ülkelerdeki gürültünün ,soğuk, mekanik ve rahatsız edici olduğunu söylüyor. Genel olarak İstanbul'un büyüsüne kapılmayan yok gibi görünüyor. Ve ülkemizde kendilerini evlerinde gibi hissediyorlar. İnşallah bizim geleneklerimizden, kültürümüzden kaynaklanan misafirperverliğimizi ve hoşgörümüzü suiistimal etmeye kalkışmazlar.


       Aslında ülkemizin her köşesi bir cennet. Dün vapurla karşıya Haydarpaşa'dan Eminönüne geçiyordum. Karşı kıyıları seyrederken ,içimden bu şehri bize emanet eden ecdadımıza başta F.S.Mehmet olmak üzere minnet duydum. Onlara Fatiha'lar yolladım. Bir an düşündüm; Bizler bu emaneti sağ salim bizden sonraki nesillere bırakabilecek miyiz.. Güvertedeydim. O sırada yanımda duran birisi denize tükürdü... Hem de birkaç kez. Birden irkildim. Yüzüme, hatta şuhedanın yüzüne tükürülmüş gibi geldi bana...İçimden avaz avaz bağırmak, o adamı dövmek geldi...Kendimi zor tuttum. Uzaklaştım oradan.Güzelim denize tükürülür mü diye kendi kendime veryansın ettim durdum.


       Bu yıl 2kez boğaz turu yapmak nasib oldu. İlki Hatice Hanım ve kızı Aybüke ile...2.si Solmaz Hanımla İkisi de çok güzeldi. Eminönünden otobüse binerken bunları düşünüyordum. Yanımda orta yaşlı bir hanım oturuyordu. Vatan caddesinde bir yerde inecekmiş.Buraları pek bilmiyorum dedi. Bir bey gelince haber veririz dedi. Ben de neden bilmiyorum, yanımdaki hanıma insanlar yaz gelince güzelim İstanbul'u bırakıp, Bodrum'a Antalya'ya koşuyorlar .dedim. Oysa İstanbul'da görülmeye değer o kadar çok güzel yerler var ki hepsini gezmeye bir ömür yetmez...Yanımdaki hanımda meğer turla Paris gezisine katılacakmış, bugün izin belgesi çıkartacakmış. Tabii oda bana hak verdi. Arkadaşları hep Parise gitmiş oda özenmiş. Gitmek güzel tabii...Ama oradan dolu gelmek önemli...Kendi memleketimizi henüz keşfetmemiş olan bizler, sırf özenti için bir yerlere gidersek elimize ne geçecek...


       Şimdi aklıma Aybüke geldi...Haydar paşa da gar binasındaki merdivenlerden inerken; Çok heyecanlanmış ve ufak bir çığlık atmıştı. Karşımızda deniz ve martılar ve biz bir çok filme sahne olmuş yerdeydik...Belki binlerce kez geçtiğim ve çoğu zaman kanıksamaktan doğan umarsızlıkla geçtiğim o güzel mekanı ;Bir çocuk gözü ile ve ilk kez görüyormuşçasına bakmamızı sağlayan bu çığlık, bizi de hemen teyakkuza geçirdi. Ve onun ilk gören gözleri ile ve hayranlığı ile baktık İstanbul'a...Bir çocuk heyecanı ile ,hayran ve şaşkın...Bir müddet bakakaldık.. Boğazı da aynı aşk ve heyecanla gezdik. Bütün yalılara tek tek hayranlıkla baktık. Bizim göremediğimiz birçok ayrıntı Aybüke'nin gözünden kaçmıyordu.


Bu heyecan ve deniz havası onu biraz yormuş olmalıydı ki.. dönüşte biraz mahmur ve uykulu gözlerle seyrine devam ederken, uykusu geldiği ve yorulduğu için, o da annesi de adeta üzülüyorlardı.. Olur mu ya insan İstanbul'a gelirde hiç uyur mu...Her yeri görmek; belleğine işlemek gerek...


     Yakacığa gidecek olan minibüse bindiğimizde; daha fazla dayanamadı. Yorgun başını dizlerime koydu yol boyunca mışıl mışıl uyudu . Epeyce dinlenmişti. Yakacık'ta Ayazma çay bahçesinde ıhlamur ağacının altında ,bir masada çaylarımızı yudumlarken şiirler okuyorduk.. Tatlı nağmeler ve şiirlerle dolu geçti günümüz...


      Efendim bu cennet ülkenin cennet köşesinden, gözünü ve gönlünü güzelliğe çeviren tüm dostlara selam, sevgi ve saygı ile...


                                          Fatmagül






Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Fatmagül Hanım,



Kıymetli yavrum, fikir, duygu, tarih ve kültür dolu mailin bizleri çok heyecanlandırdı, mutlu etti. Allah razı olsun. İnşallah bu izlenimlerin kitap halinde toplanır. Önce görmesini biliyorsun, sonra da onu en güzel şekilde ifade etmesini. Sık sık hayat hakkındaki, insanlar hakkındaki izlenimlerini, duygularını, düşüncelerini yazarsın bize daha nice mutluluklar yaşatırsın. Allah razı olsun.


Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Sabri Tandoğan  Efendi Hz.


Aziz Ruhları Şad Olsun

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]