Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Aşka giden yol...
Gönderen : Mustafa
Tarih : 6/27/2016 11:04:38 AM


.


Değerli  büyüğüm,


Sizinle bir süre önce tanıştığım için Allah’a sonsuz şükürler ediyorum. İnşallah değerli ve engin hayat tecrübelerinizle bundan sonraki hayatımı aydınlatmaya çalışacağım. Sizin yardımlarınız çok önemli olacak benim için.


Efendim, benim size açmak istediğim derdim şu, ben aslında istediği her şey sahip olmuş bir insanım. Hiçbir maddi kaygım yok, evim arabam, iyi bir işim, ailem var. Ama bir türlü özlediğim mutluluğu içimde hissedemiyorum. Her an bunalımda gibi, kendi kendisini sorgulayan, yargılayan, çevreden çabuk etkilenen bir yapım var. Daralıyorum bazen ve bu durumdan çıkmak istiyorum, ama ne yapsam bu gerginliğim azalmıyor. Etrafımdaki insanları da hep eleştirir oldum. İşyerinde arkadaşların bazı hareketleri beni çok rahatsız ediyor. Bana karşı hep tavır alıyorlarmış gibi hissediyorum ve bunu da belli ediyorum. Etrafımdaki insanların sayısı son bir yılda bir hayli azaldı.  Bu yüzden yaptığım işi de artık severek yapamıyorum. Eve geldiğim zaman da eşim ve çocuklarıma karşı yeterince ilgili olamıyorum, o günkü olayları onlara anlatmak istiyorum rahatlamak için ama içimdeki olumsuzluk bu şekilde daha fazla artıyor. Bazen da kırıcı davranıyorum aslında hiçbir neden de olmadığı halde. Bu hem onları üzüyor hem de ben üzülüyorum. Eşim bana göre daha iç huzuru olan bir insan. Çeşitli kitaplar okuyarak ve arkadaşlarıyla sohbet toplantılarına giderek kendisini daha rahat hissedebiliyor, ve benim durumuma da çok üzülüyor.


Aslında sahip olduğum şeyleri düşündüğüm zaman bu duruma gelmiş olmam beni daha çok üzüyor. Bakıyorum benim sahip olduklarımın onda birine ancak sahip birçok arkadaşım benden daha mutlu ve huzurlu. Kendimden utanıyorum. Sayın büyüğüm, işte sizi tanıdıktan sonra internet siteniz ve televizyon sohbetlerinizle bana bu konuda yol gösterebileceğinize karar verdim, çünkü siz her şeyin güzel taraflarını bulup çıkarıyor ve sunuyorsunuz, herhangi bir sorunda hatanın nerede olabileceğini en derinlerine kadar inerek bulup gösterebiliyorsunuz. Benim için ışık kaynağı olacak cevabınızı merakla ve heyecanla bekliyorum ve çok teşekkürler ediyorum. 


Yaşama sevincinizin cümle insanlığa örnek olması niyazıyla hürmetlerimi, sevgilerimi sunuyorum. Görüşmek dileklerimle hoşçakalın.






Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Mustafa Güven,


Kıymetli yavrum, bir dağın önüne gidelim. Bağıralım, aptal dağ diyelim. Dağdan bize öyle yansı gelir. güzel dağ diyelim, aynı yansı gelir. hayat da bir dağ gibidir. Ona nasıl bakarsak, nasıl seslenirsek aynı cevabı alırız. Sevgi, sevgiyi, kin, kini, öfke, öfkeyi doğurur. Siz hayata ve o hayatın içindeki insanlara negatif baktığınız sürece ondan pozitif cevap almanız imkansızdır. Bu nedenle lütfen hayatı, insanları bir kenara bırakalım, önce kendimizi düzeltelim. Önce kendi içimizi, gönlümüzü arıtalım, temizleyelim. Mısri Niyazi diyor ki


“Ben sanırdım halk içinde hiç bana yar kalmamış


Ben beni terk eyledim, gördüm ki ağyar kalmamış”


Mesele burada efendim. Nefsimizi, egomuzu şöyle bir kenara bırakalım. Onunla didişmeyelim. Hayata, o güzel, o büyük, o muhteşem hayata edeple, saygıyla, hayranlıkla bakalım. Tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanları, hayvanları, bitkileri, eşya ve cemadatı sevgiyle, saygıyla, edeple, huşu ile, “ulu nazarla” kucaklayalım. Falanca bizi seviyor, filancı sevmiyor diye düşünmeyelim. Biz herkesi sevelim, herkesi kucaklayalım. Herkes için hayır dua edelim. Herkesin mutluluğunu isteyelim. Göreceksiniz ki o zaman bütün kapılar açılacak, karanlıklar aydınlanacak. Kur’an-ı Kerim’de “Nur gelince, zulmet gider” buyruluyor. Hayat bu efendim. Her gün hep ışığa doğru yürümek, karanlıkları gündemden çıkarmak, hayır söylemek, hayır yapmak, hayırla oturup, hayırla kalkmak. O zaman göreceksiniz ki siz dünyanın en mutlu insanı olmuşsunuz. Atalarımız,


“Hayır söyle işine, hayır gelsin başına”


derlerdi. Yüce Peygamberimiz, “Ya hayır söyle, yahut sus” buyuruyor. Yunus Emre,


“Nazar eyle ileri,


Pazar eyle götürü


Yaradılanı hoş gör,


Yaradandan ötürü”


diyor.


“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyor. Biz hayata Yunusların, Mevlanaların gözüyle bakmadıkça hiçbir zaman mesut ve bahtiyar olamayız. Siz hiç psikologlara, psikiyatristlere giden insanların içinde mesut ve bahtiyar bir tek kişi gördünüz mü? Gördünüzse lütfen gösterin. Çünkü onların verdikleri ilaçlarla mutluluk yolunda bir adım gidemezsiniz. Giden varsa gösterin. Bütün mesele egoyu, nefsi bir kenara koyup güzellikler alemine, sevgiler, dostluklar ve kardeşlikler alemine yürüyebilmekte. Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Kabul edip etmemekte özgürsünüz.


Şunu iyi bilin ki bu site evrendeki yedi milyar insana açıktır. Çünkü o yedi milyar insan benim dostumdur, kardeşimdir, arkadaşımdır, canımdır, her şeyimdir.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.


Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]