Muhterem hocamın aziz hatırlarına hürmetlerimle;



Şimdi ve her zaman çok kıymetli anlar olarak yad edeceğim Çarşamba ve Cumartesi sohbetlerinden veyahut da hocamın bizzat yaşamından notlar paylaşmak en yakınındaki kişiler olarak bizlere EMANET diye düşündüğümden bugün " eve giriş adabı " ndan bahsetmek istiyorum. Ruhu şad olsun, hayır dualarımla..
Apartman girişinden başlarsak, kapıdaki görevliye mutlaka selam verilir hatta hali hatırı sorulur öyle giriş yaparlardı. Asansöre BESMELE ile girilir eve çıkana kadar devam edilirdi. Evin kapısından içeri girerlerken SELAMUN ALEYKÜM diye tüm eve selam verirler sonra da selamı ALEYKÜMSELAM diye cevaplarlardı. Eve girişte terlikleri hemen giymeye hazır olurdu çünkü çıkarken dönüşte giyecekleri şekilde yan yana düzgün bırakıp çıkarlardı. Terlikler BESMELE ile giyilir, ayakkabılar kapıda eşiğe dahi basmadan çıkarılır ve kapıdan BESMELE ile alınır yerlerine yine BESMELE ile konulurlardı.


Üzerlerindeki kıyafet her ne ise eğer palto ise hemen girişte ki portmantoya asılır şöyle bir tozu alınır. takım elbisesi odasında çıkarılır tabi her birisi ayrı ayrı BESMELE ile askılarına takılır ortada hiç bir şey düzensiz özensiz bırakılmazdı. Ayakkabıların tozu alınır, çamurlu ise temizlenir, boyası gelmişse boyanır ertesi güne hazır bırakılırdı. Hatta ayakkabılarıyla, kıyafetleriyle konuşurlar " bugün beni gezdirdiniz, beni toplum içine çıkardınız, çok emeğiniz geçti " der onlara teşekkür eder, kıyafetlerini bazen öper yerlerine teşekkürlerle minnetle bırakırlardı. Her bir kıyafetinin hatta ilk gençlik kıyafetlerinin bile yeni alınmış gibi pırıl pırıl olmalarının sırrını buradan anlardınız. Çünkü, dolapta eski kıyafetler de özenle hürmetle muhafaza ediliyordu arada bir geçmişe onları giydikleri günlere ait hatıraları gözlerinde canlandı ise , dolabı açarlar onları öperler, onlarla sevgi sözcükleri konuşurlar ve teşekkür ederlerdi. Bir toz, leke, bir koku bulamazsınız üzerlerinde hepsi yepyeni.. bir gün sormuştum böyle davranışta ki HİKMET nedir? diye.. " Yavrum, kâinatta cansız hiçbir şey yok. Şimdi biz bu eşyaları cansız mı diyeceğiz , hayır! milyon kere hayır. trilyon kere hayır. Onlarda ki her zerre de ALLAH' I ZİKREDİYOR. Bunlar NİMET yavrum. Bana yıllarca hizmet ettiler şimdi dolapta kendilerini unutulmuş, garip hissetmesinler. onun için onları öper, koklarım. çik to çik yaparım (Yanak yanağa sevgi göstermek) " buyurmuşlardı. MUHAMMEDİ SEVGİ örneği efendim, çok muhteremsiniz çooookkk.


Misafir kabulunde de sıradışılıklar, nevi şahsına münhasır ÖZEL HALLER, KURALLAR vardı.
Bir kere gelen kişinin de eşiğe asla basmaması gerekiyordu eğer, yanlışlıkla basıldıysa hemen kolonyalı mendille veya ıslak bezle eşik silinirdi. Kapının önünde hemen ayaklarını sokacakları şekilde terlikler hazır olurdu gelenlerde yere basmadan hemen terlikleri giymek zorundaydılar :))



Ayakkabıları içeri misafir ayakkabılığına alınırdı. Gidenlerin ardından terliklerin içi, hemen kolonyalı mendille silinirdi ki, bir daha ki misafir temiz ve hijyenik terlik bulsun diye.. hatta kendilerinin çocukları olmadığı halde küçük çocuk terlikleri bile düşünülmüştü erkek ve kız olarak..


Fotoğrafta antreden salona giriş, hemen sizi çiçek bahçesi karşılıyor. Her bir çiçek, model, renk, saksı, hacim, uyum düşünülerek bizzat kendileri tarafından estetik bir şekilde yerleştirilirdi. Sizi bir kraliçe bir imparator gibi karşılarlardı yani size bunu hissettirirdi hemen övgü dolu sevgi sözcükleriyle HOŞGELDİNİNİZİ alırdınız. Size gösterdiği yere otururdunuz hatta alıştığımız için bazen de bizler sorardık "Efendim, nereye oturalım? "diye. Şuraya derlerdi oraya otururduk. Çünkü, misafirin oturuş yerinde bile incelikleri düşünürlerdi.



Bendeniz, bu EDEP ve İNCELİK ve de ESTETİK ve dahi MANEVİYAT YÜKLÜ hayatı hep SAYGI ve HÜRMETLE anacağım İNŞALLAH.. Pek çoğunu hocam kadar başaramasam da hayatıma da geçirdim çok şükür.. Ama OKYANUS da bir damla olarak ancak..


RABBİM, himmetlerine lâyık eylesin duasıyla .. Bir başka EDEP HALKASINDA buluşalım İNŞALLAH.. amin