Sayın Halit Bey,

13.11.2014 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, sorularına cevap veriyorum:

1.   Eşin birinci itirazında haklı. Yatsı namazından sonra her gün Yasin-i Şerif, Amme, Mülk Suresi okumaya çalışıyorum diyorsun. Bunları genelde yatsı namazından sonra yapıyorum, eşim bunlara üzüldüğünü söylüyor, benimle uyumak istediğini istiyor diyorsun.

Şimdi yavrum bence eşin haklı. Resulullah Efendimizden örnek vereyim: Bir gece mübarek Kadir Gecesi. Gece yarısı Peygamberimiz Hz. Aişe Annemize Buyuruyor ki “Ya Aişe, eğer izin verirsen gecenin yarısından sonra Rabbimle beraber olmak istiyorum.” Aişe Validemiz “Hay hay,” diyor. Şimdi kâinatın en büyük, en yüce insanı bir mübarek kandil gecesinde bile Rabbiyle beraber olmak isterken eşinden müsaade istiyor. Sen ise her gece, her gece okuyorsun. Bence bu doğru değil. Çünkü eşinle beraber olman, beraber uyuman da bir ibadet.

2.   Ben aileme çok bağlıyım diyorsun. Eşiyle aranızda ne olup bittiyse onları aileme anlatıyorum diyorsun. Ben senin eşin olsam bu işe ben de bozulurum. Ben de kıskanırım. Benim eşimle olan özel sohbetimi, ilişkimi kimse bilmemeli. Bu nedenle her şeyi açık açık ailene anlatma.

3.   Her gece eşinle 14 ciltlik Gönül Sohbetleri kitabından bir bölümü beraber okuyun. Sonra üzerinde beraber sohbet edin. Bu da ibadettir. Bu da en güzel zikirdir. Mesela Yasin okuyorsun beraber okuyun. Haydi birlikte Yasin okuyup beraber yatalım de. Mesela pazartesi akşamı, mesela Perşembe gecesi. Peygamber Efendimiz sadece ibadette değil hayatın her alanında orta yolda olmamızı Buyurur. İfrat, tefrit bize göre değildir yavrum. Çünkü o insan fıtratına aykırıdır.

Velhasıl her şeyini eşinle paylaş, ama özel durumlarınızı kimseyle paylaşmayın.  O yalnız sizi ilgilendirir. Burada son veriyor,  selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan