Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Yetim Teyzesine cevaben
Gönderen : "Yetim Teyzesi"
Tarih : 10/22/2014 5:25:21 PM


 


Kıymetli yavrum, geçenlerde internette bir video seyrettim. bir baba, 16 aylık oğlu ile oyun oynuyor. yerde el büyüklüğünde karton parçalarına ingilizce yazılmış sözcükler var. meselâ, babası "tree" diyor, çocuk "tree" yazılı kağıdı alıp, babasına veriyor. bu şekilde bir çok kelimeyi çocuk bulup veriyor. bir ara babası "orange" diyor, çocuk "soldier" yazılı kağıdı veriyor, babası no diyor, (ingilizce konuşuyorlar) o kelime orange değil, neymiş oku bakalım diyor. 16 aylık çocuk kağıdı kendine doğru çeviriyor, yaşından hiç umulmayacak bir dikkatle bakıyor, kelimeyi okuyor. "soldier" diyor. sonra "orange" yazılı kağıdı bulup babasına veriyor. Bu haberi 16 aylık dehâ diyerek vermişler. bana sorarsanız bu bir dehâ değil, o çocukta dâhi değil. Sadece eğitilmiş, öğretilmiş.


Geçenlerde yine internette izledim. 2,5 yaşında bir çocuk, Kur'an-ı Kerim hıfzetmiş, bülbül gibi okuyor.


Tüm bunlar, çocukla ilgilenerek, öğretilmek istenen şeyler üzerinde çalışarak varılan sonuçlar. Çocuğu kendi haline bırakırsanız, ona Allah tarafından verilen o olağanüstü enerji yaramazlıkla harcanır. Ama onu eğitirseniz o enerji, güzel bir mecra bulur. Mesela, çocuklar için hazırlanmış çok güzel resimli boyama kitapları var. Her gün çocuğa yeni bir şeyler öğretmek, onun yetişmesini gözlemlemek, ne kadar heyecan vericidir. Ben de çok hareketli bir çocuktum. Annem beni dizlerine yatırır. Bana şiirler okurdu. Ben dinlemeye doyamazdım. Parmağımı uzatır, "oku" derdim. Annem bıkmadan usanmadan bana şiir okurdu. Güzel sanatlara olan sevgimin ilk tohumunu annem bana şiiri sevdirerek başlattı.


3,5 yaşında okuma yazma öğrendim. bir komşumuz vardı. Şerife Hanım Teyze, üç kızı vardı, üçü de ilkokul öğretmeni idi. Her sabah elime bir kâğıt, kalem alır, kapılarını çalardım. "ne istiyorsun" derlerdi. "bana okuma, yazma öğretin" derdim. Bana kızarlardı. "biz okula yetişmek için hazırlanıyoruz, sen neden bahsediyorsun." derlerdi. Giderdim. Ertesi sabah, yine aynı durum tekerrür ederdi. Baktılar olacak gibi değil, 4 günlük bir bayram tatilinde, bana okuma yazma öğrettiler. İlkokula başladığım zaman, yüzlerce kitap okumuştum.


Japonlar, çocuklarına hükümdarlarına gösterdikleri saygıyı çocuklarına da gösterirler, ama katiyen onları şımartmazlar.


Değerli yavrum, çocuğa çok küçük yaşlardan itibaren sorumluluklar vererek onu hayata hazırlamalıyız. Mesela, 16 aylık çocuk, masaya tuzluk götürebilir, kaşık götürebilir, dağıttığı oyuncaklarını toplayabilir.


Her gün bir etkinlik öğrenmeli: Meselâ, bir gün "A" harfini, bir gün "B" harfini, diğer bir gün önce "s" harfini sonra "u" harfini . Sonra, bardaktaki suyu göstererek, "bak yavrum su" oldu demeli.


Çocukla konuşurken, yarım yarım konuşmamalı, bir büyük adamla konuşuyormuş gibi, ona edeple, saygıyla hitab etmeli.


İşte böyle yavrum, Allah yardımcınız olsun. Selâm, sevgi ve saygı ile...


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]