Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Allah'a yakaştıran her şey sevap, uzaklaştıan her şey ise günahtır.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 10/15/2021 5:30:58 PM


.
SABRİ BABA'DAN SORULARA CEVAPLAR
*İNSANI ALLAH'A YAKLAŞTIRAN HER ŞEY SEVAP, UZAKLAŞTIRAN HER ŞEY İSE GÜNAHTIR*

Kıymetli yavrum,

Râbıta, ruhen bağlanmak demektir. Gerek mürşidimiz, Allah-u Tealâ’dır. Aslolan Allah ve Resulü ile râbıta kurmak... Bunun için de önce mürşidinden yardım istemek gerek. Aslolan, şeklen, lâf olsun diye değil bütün varlığınla, bütün aşkınla, bütün ruhunla râbıta kurabilmektir. Gerekirse o yolda kelleyi vermektir. Eğer mürşidimiz gerçek mürşitse, manen ona tevcih edeceğimiz bütün soruları o alır ve cevaplandırır. Bütün mesele ona samimi olarak bağlanmak ve hissetmek. O mürşit, Hakk’a göçse de, akabinde onunla rabıta kurabilirsiniz. Yani mürşit aramaya gerek yok. Efendim benim şöyle bir problemim var, beni lütfen aydınlatın derseniz, cevap hemen gelir. Nerede, nasıl olursanız olun, hangi ortamda olursanız olun... İster işte, ister masa başında, mekân önemli değil...

Manevi hayatta da aşkı laçka duruma getirmemek lâzım. “Bin kere tövbeni bozsan da yine gel” sözü Mevlâna Hz.’ne ait değildir. Manevi büyüklerle kurduğum irtibatta öğrendiğim, Mevlâna Hz.’nin böyle bir şiir yazmadığıdır.

*****

“Sevmek, cennetten bir nefes almaktır.”
İnsan hayatta sevgileri kadar vardır. Sevginin olmadığı yerde Allah da yoktur. Dünyanın en üstün, en büyük değeri sevgidir. Vay o kısa giydi, vay içki içti, vay başını açtı diyen yobazlar gibi olmamalı. Bizim görevimiz, o kardeşlerimize de hayır dua etmektir. Maria Magdelena’yı hatırlayalım. Vatikan’da Azizler listesinde en başta ismi. Bizim Müslüman olarak hiçbir Müslüman kardeşimizi hor hakir görmeye hakkımız yok.

Kemaliye’li bir Duru Baba vardı. Veli bir zattı. Meyhaneleri dolaşırdı. O zat kaç kişinin Allah yoluna girmesine vesile oldu. Tahir Karagöz, Sordum Sarı Çiçeğe ilâhilerinin bestelerini yaptı. Hocam Münir Derman Hz.’nin sohbetine gelir, ilâhi okurdu. Duru Baba, meyhanede yapılan Hak sohbetlerinin muhteşem olduğunu söylerdi.

*****
Kelâmı Hak’tan almakla, zulme, kötülüğe, alçaklığa boyun eğmek paralel gibi gösteriliyor. Peygamberimiz bile Mekke’den Medine’ye hicret etti. Niye? Zulüm üzerine zulüm görüyordu. Kurtuluşu aradı. Ölçüyü kaybetmemek lâzım. Peygamberimizin sünnetine danışın. Herkesin söylediğine bakacak olursan şaşırır kalırsın. Zulme sonuna kadar rıza göstermek İslâm’da yoktur. İnsanlar muayyen bir çizgiye gelmeden kendi içlerine sorarsa, O Hak’kın değil, şeytanın sesine uymuş olur. En iyisi Mürşidine danışmak...

*****
“Meşe tohumunun niyeti, meşe ağacı olmaktır”

*****

Mısri Niyazi Hazretleri, “Sohbetin kazası olmaz, namazın olur.” der. Öyle sohbetler olur ki, bir saat yaptığın sohbet kıldığın onca namazlardan çok daha fazla maneviyat kazandırır. Tabii ki namaz kılınacak... Ama, putlaştırmayalım. Din bir aşktır. Yıllarca gece gündüz tüm farz ibadetlerini yapan bir zat, mânâ yolunda bir milim yol alamamış. Halika müracaat ederek sorunca, cevap şöyle gelmiş: “Sen hiç bir hastayı ziyaret ettin mi, bir susamışa su verdin mi, bir garibin gözyaşını paylaştın mı? Halini, hatırını sordun mu?”
İnsan kalbi Kâbe’den de büyüktür. Kâbe taştan, kâlp nurdan yaratılmış. Kâlp kazanılmadan, bir gönüle girilmeden Hacca gidilir mi?
“Beni bende demen bende değilem
Bir ben vardır bende benden içeri
Süleyman Kuş dilin bilir demişler
Süleyman var, Süleyman’dan içeri.”
*****
Ben hayatla, Ledün ilmini beraber görüyorum. Burada gencinden yaşlısına herkes bu kulvarda kademe kademe yol alıyor, Ledün ilmine adım adım yaklaşmaya çalışıyoruz. Bu ilmi herkesin veriş tarzı farklı, benimki farklı. Ben ilk defa daha farklı bir şekilde yaşatmaya, anlatmaya çalışıyorum. Size soyut kavramlardan değil, içinde yaşadığımız reel hayattan bahsederek manâ aleminin yüceliklerine, güzelliklerine yükseltmeye çalışıyorum. İnsanlara hep fanatizmle öğretilmiş din. Modern çağın insanına bunlar hitap etmiyor. Bugün, bağımsız, özgür bir İslâm ülkesi yok. Neden? Hep hocaefendi zihniyeti içinde İslâm anlatılıyor. Bu da insanlara huzursuzluk ve mutsuzluk getiriyor. Size zaman zaman futboldan, zaman zaman sinemadan, tiyatrodan, televizyondan, gazetelerden, günlük hayatın acı gerçeklerinden bahsediyorum ki hayatın içinden bir şeyler görerek gereken dersler neyse onları çıkarabilelim...
Bazı insanlar soyut bilgiler topluyor. Meselâ Hudeybiye Savaşında kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı biliyor ama evinde karısıyla nasıl güzel geçineceğini bilmiyor. Akıllı bir insan öğrendiklerini hayatına tatbik eder. Yoksa, hamalın sırtındaki yükden farksızdır.
*****
“İnsanı Allah’a yaklaştıran her şey sevaptır.
İnsanı Allah’tan uzaklaştıran her şey günahtır.”

Selam, saygı ve sevgi ile.

Sabri Tandoğan

Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
*Selamlar, her anı esenlik dolu geçecek hayırlı cumalar.*

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]