Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Eşim çok içine kapanık bir insan...
Gönderen : "Bir Anne"
Tarih : 10/20/2017 12:11:50 PM


.


Sayın hocam benim eşim içine kapanık konuşmayı sevmeyen hayata küs bir insan. 15 yıllık evliyim onu tanıdığım günden beri böyle. Yaşamaktan zevk almıyor, hiç bir şey onun ilgisini çekmiyor. Ben çok kitap okurum yani kısacası ona yardım etmek istiyorum. Ve inanın ki bütün yolları denedim. Ama başarılı olamadım. Bir psikologa gitmeyi önerdim kabul etmiyor. Ne yapmam gerekir bilmiyorum. Bana yardımcı olmasanız bile sizinle yazışmak beni rahatlatıyor. Bunun için ayrıca teşekkür ederim.



Sonsuz saygılarımla


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın “Bir Anne",


Gösterdiğiniz yakın ilgi için çok teşekkür ediyorum. Bizim kapımız yeryüzündeki yedi milyar insana gece gündüz, her zaman açık. Siz de lütfen hiç çekinmeden istediğiniz zaman bizi arayabilir, derdinizi, sıkıntınızı, sorunlarınızı bize açabilirsiniz. Hayatta en güzel şey, iki insanın müşterek bir gaye için ürperip, gözyaşı dökebilmesidir. Şimdi gelelim meselenize. Evet, kabul ediyorum, gerçekten zor, çetin bir durum karşısında bulunuyorsunuz. Allah yardımcınız olsun. Şuna kesin olarak inanın ki gece gündüz, daima sizin için dua edeceğim. Hiç şüpheniz olmasın. İkinci husus şu: Her insan bu âlemde başlı başına bir dünya. Anlattıklarınıza inanıyorum. Sizinle Allah’ın izniyle elele vererek bu problemin üstesinden geleceğiz ama bıkmak, usanmak, yarı yolda bırakmak, pes etmek yok. Biz olağanüstü bir çaba harcadıkça, gayret gösterdikçe, eminim Allah da bize yardım edecek. Efendim, bana öyle geliyor ki, eşinizin problemi ta çocukluk günlerine dayanıyor. Nurettin Özdemir bir şiirinde, “Dal mısın, kırılan nedir içinde” der. Ben de sizin içinizde, daha doğrusu ikimizin de içinde bazı dalların kırıldığını görüyorum. Bütün mesele aşkla, inançla işe yeniden, sıfır kilometreden başlamak. Yıllar önce okuduğum bir şiirde Adnan Ardağı,



“Yeniden başlasak, yeniden aşka


Hiçbir şey olmamış gibi yeniden” diyor.



Çok kitap okuduğunuzdan bahsediyorsunuz. Eşinizin hoşlanacağı, zevk alacağı bir kitap, bir yazar seçin. Bu paylaşmaya giden ilk adım olsun. Katiyen ümitsizliğe kapılıp “O kitap okumayı sevmiyor” demeyin. Hayatta istisnasız herkesin seveceği, beğeneceği, aşkla okuyacağı birtakım yazarlar, kitaplar vardır.



Senelerce, senelerce evveldi. Bir akrabam anlattığınız gibiydi. Hiçbir şey Ona zevk vermiyordu. Yaşadığı hayata bir yük, bir eziyet olarak bakıyordu. Ona okuması için kitaplar götürüyordum. Birkaç sayfa okuyor, sonra bırakıyordu. Bir daha eline almamacasına. Ama ben yılmadım. Kesin kararlıydım. Nihayet bir yazar ve bir kitap Onun gönlündeki zincirleri kırdı. Onu öyle sevdi ki, okuyor, okuyor, mütemadiyen okuyordu. Eve bir misafir geldiği zaman “durun” diyordu, “size kitaptan bazı bölümler okuyayım”. İnanır mısınız, gözlerine renk geldi, ışık geldi, bütün dünyası değişti. Artık hayatla, yaşamakla, var oluşla barışmıştı. Ve bu aşk on nefesine kadar devam etti. Nur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti, Peygamber’in şefaati üzerine olsun.


Kurulacak bu bağın ille de edebiyatla olması şart değil. Değişik yöntemler deneyebilirsiniz. Onu gezdirmek, eğlence yerlerine götürmek, yeni dostla tanımak, güzel insanların sohbetinde bulunmak, konserlere gitmek, resim sergilerine gitmek, daha neler neler. Sizden ricam, maçı bırakmayın. Meraklıları bilir, bir tarihte, Fener-Galatasaray maçı oynanıyordu. Birinci devre Fenerbahçe 3–0 mağlup olmuştu. O zaman antrenör Veselinoviç’ti. Hoca devre arasında soyunma odasına gitti, bütün futbolcuların dünyaları yıkılmış, kolu kanadı kırılmıştı. Veselinoviç bir konuşma yaptı, futbolcularına aşk verdi, heyecan verdi ve onların sırtını okşadı, “hadi aslanlarım” dedi, “maçı siz kazanacaksınız” . Ve Fenerbahçe o heyecanla ikinci devreye başladı. Goller arka arkaya geldi. Maç bittiği zaman Fenerbahçe 4–3 galipti. O günden sonra bu neticeyi hiç unutmadım. Bana hayat yolunda hep ışık tuttu.



Sayın anne, hiçbir şey bitmiş değildir. Yunus Emre, “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” diyor. Kur’an- Kerim’de bir ayette, “Allah her an yeni bir şe’n üzeredir” buyruluyor. Şe’n oluşum manasında. Onun için değerli izleyicimiz siz de yepyeni bir aşkla hayata yeniden başlayın. Göreceksiniz ki, her şey olduğundan, göründüğünden daha farklı, daha başka, daha güzel olacak. Bu konuda Allah’ın huzurunda size söz veriyorum. Ben de elimden gelen her şeyi yapacağım.



Ve Allah’ın izniyle muvaffak olacağız. Selam, sevgi ve saygı ile…



Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]