Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Bir elime güneşi, bir elime ayı verseler yine de davamdan vazgeçmem.”
Gönderen : Sabri Babadan Selam
Tarih : 12/9/2016 10:59:41 AM


.


Kıymetli yavrum,
Şu hususu bir an için dahi olsa aklınızdan çıkarmayın; Hazreti Muhammed SAV bütün insanlığa ışık, rahmet ve eğitici olarak gönderilmiştir. Gerek yaşantısı, gerek sözleriyle kıyamete kadar bütün insanlığı ay­dınlatacaktır. Ne yazık ki, bugün dünyada yaşayan birçok insan, o nurdan mahrum olarak yaşıyor. Şurası acı bir gerçek ki, birçok Müslüman kardeşimiz bir sorunu olduğu zaman, müşküllerini halledemediği zaman, Hazreti Peygamberde çözüm arayacağı yerde, olmadık yerlere başvuruyor. Olmadık kimselerle istişare ediyor. Akıl ve dengeden uzak, İslâm’a aykırı, büyük iddialar peşinde olan kimselere bile başvuruyor da; acaba Resulullah Efendimiz bu işi nasıl halletti, böyle bir olay karşısında nasıl bir davranış tarzı gösterdi, metodu ne idi demiyor. Değerli okurum, önemli olan, kütüphaneler dolusu kitap okuyup, kafayı karma­karışık yapmak değil, okuduklarımızı hayatımıza hakim kıla­bilmektir. Öyle insanlar tanıdım ki; Paygamberimizin hayatı, mücadeleleri hakkında yüzlerce kitap okuyor, en ince ayrıntılar üzerinde haftalarca kafa yoruyor, ama günlük yaşamında çö­züme kavuşturamadığı müşkülleri olunca, önce apışıp kalıyor, paniğe kapılıyor, sonra da, hiç de istişare edilmemesi gereken, akıldan, iz’andan, itidalden uzak insanlara koşuyor, kendine ve sorunlarına bir çözüm arıyor. Olmaz öyle şey, bilgi hayatta bir amaç değil, sadece bir araçtır. Akıllı ve imanlı insanlar, baş­kaları, “aman ne bilgili adam, derya gibi, hangi taşı kaldırsan altından kalkıyor” desinler diye değil, hayatına ışık getirmek için, şuur getirmek için medenî bir insan gibi, efendi gibi, adam gibi yaşayabilmek için okur. Gerisi sadece bilgi şovudur, gösteriştir, riyâdır. Kendi hayatlarında zerre kadar ışıktan mahrum, boş, kafasız, sersem birtakım insanlar, benim için şöyle düşünüyor, böyle konuşuyor diye üzülmek, karamsarlığa düşmek, binbir güzellikle dolu, şu cânım hayata sırt çevirmek ne ile izah edilebilir. Hayır sevgili okurum, bin kere hayır, bizler dünyaya bu üç beş salağın, beyinsizin lâfı ile hareket etmek için gön­derilmedik. Bizler, kâinat kadar büyük bir davayı yüklenmiş insanlar olarak, yüceler yücesi Peygamberimizden aldığımız ışıkla, önce kendi kafamızı, kendi yüreğimizi pırıl pırıl aydınlatıp, sonra bu ışığı bütün insanlara çevirmek ödevindeyiz. Bakmayın siz onların zâhiri şaşalarına. Onlar öksüz… Onlar garip… Onlar zavallı… Onlar susuz… Onlar ışığa muhtaç… Kim götürecek onları bu aydınlığa… “Sen yanmazsan / ben yanmazsam / biz yanmazsak / nasıl çıkar karanlıklar / aydınlığa…” Biz öyle bir tarihî misyonun insanlarıyız ki, birtakım akıl ve kültür yoksunu zavallı insancıkların dedikodularına tıkalı kulaklarımız. Onları duymuyor, görmüyor, işitmiyoruz. Bırakın onları, davanıza ba­kın, yürüdüğünüz yolda her gün biraz daha ilerlemeye çalışın. O yolda, öylesine aşkla, inançla, şevkle yürüyün ki, bugün size tepeden bakanlar, sizi hiçe sayanlar, size dudak büküp gü­lenler, hiç şüpheniz olmasın ki, yarın önünüze saygı ile eğilerek gelecekler, söylediklerinizi canı gönülden dinleyebilmek, bir kelimesini bile kaçırmamak için, birbirleriyle yarışacaklardır. Yeter ki, davanıza inanın, kendinize inanın ve O en büyük, O en yüce, O en güzel insan gibi “bir elime güneşi, bir elime ayı verseler yine de davamdan vazgeçmem” diyecek güce sahip olun. Bugün, bütün dünya, bu sesi bekliyor.
Selam, saygı ve sevgi ile.



Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]