Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Kainatın Öğretmeni Resulullah Efendimize Selatü Selam Olsun.
Gönderen : Aysun
Tarih : 11/25/2015 4:42:41 PM


.


Merhaba Dostlar,


Bugün Öğretmenler günü .... Hepimiz okul yıllarımızı , bize bildiklerimizi ve hayatı öğreten öğretmenlerimizi hatırlıyoruz... Onlara emeklerinden dolayı müteşekkiriz... Ellerinden öpmek şükranlarımızı sunmak istiyoruz.. En kıymetli hocalarımızdan olan Sabri Baba'mızı en kalbi duygularla, rahmet, hürmet ve sevgiyle yad ediyoruz...


Ayrıca biri daha var ki asırlar öncesinden gelen ... Hayatıyla, davranışlarıyla, öğretileriyle bize sadece bu dünyadaki bilginin yollarını açmakla kalmayıp ebedi hayatımızı nasıl imar edeceğimizi, sonsuz rahmete ve huzura nasıl kavuşacağımızı öğreten... Hem bu dünya hayatının hem de ebedi yaşamın öğretmeni olan.....


Sevgili Peygamberimiz (SAV) in yaşamı ve öğretisi, insanın olması gerektiği şekilde ahlaklanıp insan-ı kamil olabilmesi için yegane yol...


Bu gün yine O'nun yaşadıklarından birkaç hatıra ile O'nu daha yakından tanıyabilmek ve anmak istiyoruz. Böylece O’nu daha yakından anlayabileceğimizi, tanıyabileceğimizi umuyorum..


Hz. Muhammed (SAV) Allah ile insanlar arasında elçilik yapan o özel insanların peygamberlerin sonuncusu olmakla birlikte bir insandı... Bu insanı özellikleriyle de önemli bir misyona sahipti. İnsanlara kendilerini son derece rahat hissedebilecekleri bir din getirmiş, ruhbanlık içermeyen bir yaşama biçimi öğretmişti. İslam dini ve sevgili Peygamberimizin sünneti her insanın yaşamına uygulayabileceği bir sadeliğe ve kolaylığa sahiptir…


Vefatından sonra eşi Hz. Ayşe’ye sorarlar. “Allah’ın Elçisinin evdeki hali nasıldı?” Hz. Ayşe cevaplar:” O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlar ve yemlerini verirdi.. Ayrıca ayakkabılarını ve delik şu kırbalarını tamir eder, hizmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu. Çarşıdan kendi yiyeceğini taşırdı.. Birisi: ”Ey Allah’ın Elçisi izin ver ben taşıyayım” dediğinde “Her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın “derdi..


Yeni Müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe Arap, heyecanından karşında titremekteyken Hz. Muhammed “Arkadaş sakin ol!” der “ Ben kral değilim Kureyş kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum!”


Bir yolculuktadırlar , yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir iş tutar. Hz. Muhammed (SAV) de “Ben de ateş için odun toplayayım” der. Arkadaşları önüne geçip iş yaptırmak istemezler. O bütün ciddiyetiyle cevaplar. “ Ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda olmaktan hoşlanmam, bunu Allah ‘da sevmez.” Ve .. odunları toplamaya koyulur.


Medine’de bir anne sokakta oynayan çocuğunu eve çağırmak için seslenir. ”Gel bak sana ne vereceğim?” Olaya şahid olan Hz. Muhammed SAV sorar. “çocuğa ne vereceksin” ve uyarır. “Dikkat et sana gelir de ona bir şey vermezsen senin için büyük bir yalan günahı yazılır.. “ der!!!


Kızının katilini bağışlar, Amcasının katilini bağışlar, yardım istemek için gittiği halde kendisini taş ve tükürük yağmuru ile karşılayan Taif’ i de bağışlar. Elinde fırsat olmasına rağmen intikam hissine daima uzak duruşu , bağışlama ve hoşgörüsüyle de ayrı bir insanlık zirvesindedir..


Rasullullah SAV mescidde arkadaşlarıyla beraberdir. İçeri hızla yabancı bir ulak girer. Elinde önemli bir diplomatik mektup bulunmaktadır. Medine’nin ve Müslümanların tamamen yabancısı olan haberci soluk soluğa sorar. “Bu halkın efendisi kimdir?” O sırada Hz. Muhammed SAV ayaktadır ve oturmakta olan arkadaşlarına elleriyle ikramda bulunmaktadır. Hiç duraksamadan cevaplar: “Bir halkın efendisi ona hizmet edendir.” Hiç düşünmeden verdiği bu cevapla hem habercinin sorusunu cevaplamış , hem bütün Müslümanlara önemli bir ders vermiştir..


Ebu Mahzure isimli bir çocuk müezzinin taklidini yaparak ezanla alay etmektedir. Hz. Muhammed SAV onu görür yanına çağırır. Ezanla alay ettiğini farketmemiş gibi ciddi ve yumuşak bir tavırla. : “ Hadi bir ezanda burda bana oku “der. Utanç içindeki çocuk bütün yeteneğini zorlayarak güzel bir ezan okumaya çalışır. Eksik ve yanlışlarını düzelten Hz. Muhamed SAV cebine birkaç kuruş koyar , eliyle sırtını sıvazlar ;” Mübarek olsun “ der. Ebu Mahzure gördüğü iltifat karşısında hala şaşkındır. Mekke’de müezzinlik yapmak için uğraş verir, izin ister ve sonunda Mekke’de çok uzun yıllar müezzinlik yapmak ona kısmet olur..


Bütün hayatı boyunca en zor görünen sorunları çözerken bile rahat, sakin bir tavra sahip olmuştur. O’nun bu özelliği karşısında Bernard Shaw “İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak nerdeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’e her zamankinden daha fazla muhtacız. Eğer O aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi” diyecektir…


Bu güzel günde gelin Sevgili Peygamberimiz (SAV) in adını çokça zikredelim, sonra araştıralım, düşünelim .. Biz kimin ümmetiyiz ve O’na ne kadar layık olabiliyoruz? Ya da yolunda bulunmak için neler yapıyoruz...


Allahumme salli ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve ashabihi ve sellim

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]