Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Kısasta hayat vardır"-Ayet
Gönderen : Cahide
Tarih : 2/17/2015 5:16:53 PM


 


Canım Babacığım, Kıymetli Gönül Dostlarım, Sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyor güzel bir hafta diliyorum.


 


Canım Babacığım, yine insanlık dışı bir cinayet haberi ile sarsıldık derinden.. Zira bu hiçbir hayvan türünün dahi yapmayacağı Kur’an-ı Kerimin de “Hayvandan da aşağı” diye tanımlanan mahluklardan olanların işledikleri bir cinayet..


Bir evladımızı daha böylesine yürekleri dağlayan bir şekilde ebedi aleme yolcu ettik. Rabbim ailesine sabır versin, Mekanını cennet eylesin. . Hiçbir ceza bu yapılanın karşılığı olmayacak. Bu mahlukların yaptığı bu katliamların karşılığı ne olacak?


Elbette ki yine Kuran da dediği üzere “Kısasta sizin için hayat vardır.” Bakara suresi 179


Böyle hastalıklı ruh yapısına sahip insanlar nasıl etrafta dolaşabiliyor? Hepten köklerinin kazınması gerekiyor. Hiçbir inanç, hiçbir din, hiçbir ahlak, hiçbir sistem, hiçbir insan ya da hayvan bunların yaptığına bir sebep gösteremez..


 


“Müminler bir vücudun parçaları gibidirler, vücudun bir yerindeki rahatsızlık diğer bölgelere rahatsızlık verir” Hadisinde Peygamberimiz günümüze ışık tutmuş, yol göstermiştir.


Günümüzde aile, toplum ve ülkelerde birlikten ayrılarak nefisler egolar şişmiş, hep bana hep bana diyen birer fertler haline dönüşmüş buluyoruz. Bugün Özgecan yarın başka canlar..


Haksızlık karşısında susan dil şeytandır hadisini tefekkür edince sesimizin daha gür ve Hakk için olmasını düşünüyoruz.


İslam şeriatına göre kısasa kısas hakkını veren Rabbim böyle zalim ve vahşet içindeki ruhsuzlara şeriat hükmünü uygulama hakkını vermiştir.


Basında söylemleri ile dikkat çeken bir milletvekili (ülkemizde milletten hariç her şeyin vekili olan sayın vekiller)   “idam cezasını veya hadım etmeyi doğru bulmadığını belirterek, "İdamın da hadım cezasının da ülkemize ve çağımıza yakışmadığını düşünüyorum" demiş.


Şimdi sayın bu vekile  Peygamberimiz döneminde yaşanan bir hadise ile cevap vermek istiyorum.


 


Hadise meşhurdur. Peygamberimiz döneminde, Mahzumoğulları kabilesine mensup soylu bir kadın hırsızlık yapmış ve suçu sabit olmuş, elinin kesilmesine karar verilmişti. Kadının kabilesinden olan bazı kişiler, kadının elinin kesilmemesi için Peygamberimize müracaat etmeye karar verirler. Ancak doğrudan Ona bir şey söylemeye cesaret edemedikleri için, Peygamberimizin çok sevdiği, oğlu gibi gördüğü Zeyd b. Sabit’in oğlu Üsame’yi araya koyarlar. Sevgilinin Sevgilisi ünvanına sahip olan Hz. Üsame, durumu Peygamberimize arz eder. Olay karşısında Peygamberimizin tavrı çok sert ve nettir:


 


Sen kötülükleri önlemek üzere Allah'ın koymuş olduğu cezalardan bir cezanın affı hakkında mı benimle konuşuyorsun?!


Vallahî, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim!


 


Ben  bu tür insan olmayan sapık mahluklar için idam cezası olmalı diyorum.


İdam cezası verilsin ki şunun indirimi bunun indirimi deyip üç beş yıl sonra aramıza dönemesinler.


Aynı zamanda bu tür hasta ruhların toplumda bulunmamaları, yenilerinin oluşmaması için ibreti alem için şehir ortasında idam edilmelerini ya da yakılmalarını istiyorum ki caydırıcı olsun. Başka canlar yanmasın, Allah’ın verdiği cana kimseler kıyamasın. Belki ancak bu tür ağır cezalarla kötülükler önlenebilir.


Dualarımız Özgecan için olsun zira O hepimizin evladı. Geçen yıllarda benzeri şekilde katledilen Mert, Gizem ve diğer evlatlarımız gibi..


 


Hürmetlerimle,


Cahide


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]